25.3.2016

BB 15/16

Yaşam Hakkının Usul Boyutuna İlişkin Sıddıka DÜLEK ve Diğerleri Kararı Basın Duyurusu

Anayasa Mahkemesi Birinci Bölümü, 17/2/2016 tarihinde Sıddıka Dülek ve diğerleri bireysel başvurusunda (B. No: 2013/2750), Anayasa’nın 17. maddesinde güvence altına alınan yaşama hakkının usul boyutunun ihlal edildiğine karar vermiştir.

Olaylar

Başvurucuların kardeşi olan Bayram Dülek distimik bozukluk tanısı olarak adlandırılan psikolojik bir rahatsızlıktan dolayı intihar eğilimi olduğu doktorlar tarafından raporlandığı askerlik görevi sırasında koğuş tuvaletinde asılı vaziyette ölü olarak bulunmuştur. Başvurucuların, Bayram Dülek’in ölümü nedeniyle uğradıkları maddi ve manevi zararın tazmini için idari soruşturma açılması yönündeki talepleri reddedilmiştir. Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde (AYİM) açılan tam yargı davası, idarenin kusurlu veya kusursuz sorumluluğu bulunmadığı gerekçesiyle reddedilmiştir. Başvurucuların Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine (AİHM) yaptıkları başvuruda yaşam hakkının ihlal edildiğine karar verilmiştir. AİHM kararı üzerine başvurucuların AYİM’e yaptıkları yargılanmanın yenilenmesi talebi de reddedilmiştir.

Başvurucunun İddiaları

Başvurucular, AİHM kararında devletin sadece askerliğe alım sistemindeki zafiyetten değil, bunun sonuçlarından da sorumlu tutulduğunu, askerliğe alınma bir idari işlem olarak kabul edilse bile askerliğin başlamasından itibaren yaşam hakkına ilişkin riskin ve olası sonuçlarının üstlenilmeye devam edilmesinin aynı zamanda haksız bir eylem olduğunu, öte yandan askerlik hizmeti döneminde de kişi için gerekli özenin gösterilmediğini belirterek Anayasa'nın 12., 17., 40. ve 125. maddelerinde güvence altına alınan haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüşlerdir.

Mahkemenin Değerlendirmesi

Anayasa Mahkemesi başvuru kapsamında özetle aşağıdaki değerlendirmeleri yapmıştır:

 

Görülmekte olan bir davadaki delilleri değerlendirmek ve hukuk kurallarını yorumlamak, kural olarak derece mahkemelerinin görevi olmakla birlikte yaşam hakkının ihlal edildiği şikâyetinin bulunduğu davalarda Anayasa’nın 17. maddesinin gerektirdiği özende bir inceleme yapılıp yapılmadığının ve bunun yeterliliğinin, Anayasa Mahkemesi tarafından değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu kapsamda AYİM'in yargılamanın yenilenmesi isteminin reddine ilişkin kararının Anayasa’nın 17. maddesinin ve AİHM tarafından verilen ihlal kararının gereklerini yerine getirip getirmediği incelenmelidir. AİHM'in başvuru konusu olayla ilgili ihlal kararı dikkate alındığında ihlalin sadece askerliğe alım sistemindeki aksaklıklardan kaynaklandığına dair bir tespit bulunmadığı, "distimi gibi bir hastalığı olan kişinin askerliğe alınması gerçeğinin bile uygulanan hukuki düzenlemelerde eksiklik bulunduğu kanaatine ulaşılması için yeterli olduğu" şeklindeki gerekçenin sadece askerliğe alım sistemindeki aksaklıklara dayanılarak ihlal kararı verildiği şeklinde yorumlanamayacağı değerlendirilmiştir.

Bu gerekçenin mevzuattaki güvencelere aykırı şekilde askerliğe alınan ve sonrasında intihar eden kişi bakımından askerlik sırasındaki özen yükümlülüğünün yerine getirilip getirilmediğini incelemenin anlamsızlığını vurgulamak için kullanıldığı, nitekim AİHM kararında distimi gibi bir rahatsızlığı bulunan ve bu hastalığı yetkililerce bilinen bir kişinin askere alınmasının ve askerlik hizmetini sürdürmeye devam etmesinin ihlal sebebi olarak gösterildiği; kararda sadece askerliğe alınmaya değil, askerliğin devam ettirilmesine de vurgu yapıldığı görülmektedir.

Tüm bu hususlar dikkate alındığında hastalığından dolayı askerliğe alınmaması gereken bir kişinin askerliğe alınmasında sorun görülmesine karşın askerliği sürdürmesinde, üstelik bu kişi askerlik hizmeti sırasında da sağlık kontrolünden geçirilmesine rağmen ve hastalık durumuna ve derecesine göre hava değişimi gibi tedbirlerden yararlandırılmamasında ihlal bulunmadığının kabul edilmesinin, AİHM kararıyla örtüşmediği, dolayısıyla ihlalin sadece askerliğe alım sistemindeki aksaklıklar nedenine dayandığı kabulüyle yargılamanın yenilenmesi isteminin reddine karar verilmesinin, Anayasa’nın 17. maddesinin gerektirdiği seviyede ve özende bir inceleme içermediği, değerlendirilmiştir.

AYİM, ayrıca Bayram Dülek'in askerliğe alınmaması gerektiği yönündeki şikâyetin süre aşımı nedeniyle incelenmeksizin reddine karar vermiştir. Yargılamanın yenilenmesi isteminin reddine ilişkin karardan önce başvurucuların bu iddiası iki defa incelenmiş ve her iki incelemenin sonucunda da idarenin kusurlu ya da kusursuz sorumluluğunun bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Ancak AİHM'in ihlal kararı sonrasında anılan başvuru, işlemden kaynaklanan tazminat davası olarak nitelendirilmiş ve bu şikâyetin süresi içinde yapılmadığı gerekçesiyle incelenmeksizin reddine karar verilmiştir. AYİM'in bu kapsamdaki yorumu, öngörülemez ve oldukça katı bir yorum olup ihlalin uygun ve yeterli bir biçimde giderilmesini oldukça zorlaştırmakta ve AİHM tarafından verilen ihlal kararının sonuçlarını etkisiz bırakmaktadır.

Sonuç olarak Anayasa Mahkemesi, Anayasa’nın 17. maddesinde güvence altına alınan yaşam hakkının usuli boyutunun ihlal edildiğine karar vermiştir.

Bu basın duyurusu Genel Sekreterlik tarafından kamuoyunu bilgilendirme amacıyla hazırlanmış olup bağlayıcı değildir.