Bireysel Başvuru Basın Duyuruları
24.7.2020
BB 44/20
Kabahatin Tespiti Sürecinde Kabahat İşlenmesine Teşvik Eden Uygulama Nedeniyle Hakkaniyete Uygun Yargılanma Hakkının İhlal Edilmesi
Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu 5/3/2020 tarihinde, Muhsin Hükümdar (B. No: 2016/69274) başvurusunda Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamında hakkaniyete uygun yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir. |
Olaylar
Kolluk görevlileri bir kuruyemiş dükkânında saat 22.00'den sonra alkollü içki satışı yapıldığına ilişkin tutanak düzenlemiştir. Tutanakta, bir polis memurunun müşteri görünümüyle sivil giyimli olarak işyerine girdiği ve alkol alışverişi yaparak durumu tespit ettiği belirtilmiştir.
Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu (TAPDK) dükkân sahibi olan başvurucuya gece vakti alkollü içki satışı yaptığı gerekçesiyle idari para cezası vermiştir. Gizli soruşturmacı usulüyle delil toplanmasının hukuka aykırı olduğunu belirten başvurucunun itirazları Sulh Ceza Hâkimliği tarafından reddedilmiştir.
İddialar
Başvurucu, kolluk görevlilerinin gizli soruşturmacı olarak hareket ettiği hususunun dikkate alınmadığını belirterek adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
Mahkemenin Değerlendirmesi
Kanuna göre alkollü içkilerin 22.00 ile 06.00 saatleri arasında perakende olarak satılması yasaktır.
Somut olayda polis memuru gece saatlerinde müşteri görünümüyle girdiği dükkândan önceden seri numarası alınmış parayla alkollü içki satın almış ve sonra polis kimliğini göstererek tutanak düzenlemiştir. Bu tutanak esas alınarak TAPDK tarafından başvurucuya idari para cezası verilmiştir.
Anayasa Mahkemesine göre henüz daha önce işlenmiş olduğu ileri sürülen bir suça ilişkin şüphenin söz konusu olmadığı durumlarda, devletin kamu görevlileri aracılığıyla suç işleyebileceği tahmin edilen kişilerin suç işlemesine imkân verebilecek bir ortamı hazırlaması ve böylelikle kişilerin suç işlemesine imkân sağlaması düşünülemez. Diğer taraftan işlenmiş olduğu ileri sürülen bir suça ilişkin şüphenin bulunduğu durumlarda dahi özel soruşturma tekniklerinin, istisnai bazı durumlarda belirli kısıtlamalarla uygulanacağını içeren ve bireylere yeterli güvenceler de sağlayan kanuni bir dayanağının bulunması gerekir.
Polis memurunun kabahatin işlenmesi sürecinde yalnızca edilgen bir biçimde kabahat teşkil eden eylemi incelemekle sınırlı kalmadığı aksine kabahatin işlenmesinde aktif olarak rol aldığı görülmüştür. Polis müdahalesinden önce, yasak olarak belirlenen saatlerde dükkânda alkollü içki satıldığı yönünde bir şüphe olduğu somut bir biçimde gösterilememiştir. Dolayısıyla kamu görevlisi aracılığıyla kabahatin işlenmesine sebebiyet verildiği anlaşılmıştır.
Başvurucu bu hususu itiraz dilekçelerinde açık bir biçimde öne sürmüş ancak derece mahkemelerinin kararlarında bu yönden hiçbir değerlendirme yapılmamıştır. İtirazı inceleyen hâkimlik müdahalenin anayasal güvencelere uygun olup olmadığını tartışmadan tutanağı esas almıştır.
Öte yandan 5326 sayılı Kanun'da gizli soruşturmacı gibi bir usulün kabahatler yönünden uygulanmasına imkân veren bir düzenleme olmadığı gibi bu konuda 5271 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanmasına imkân veren bir atıf da bulunmamaktadır.
Bu durumda suçların soruşturulması ve kabahatlerin ortaya çıkarılması görevinin kamu yararı bakımından önemi ve güçlükleri kabul edilmekle birlikte hukuk devleti ilkesi ışığında yorumlandığında somut olayın koşulları altında başvurucunun Anayasa'nın gerektirdiği hakkaniyete uygun yargılamadan yoksun bırakıldığı sonucuna varılmıştır.
Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı bağlamında hakkaniyete uygun yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir.
Bu basın duyurusu Genel Sekreterlik tarafından kamuoyunu bilgilendirme amacıyla hazırlanmış olup bağlayıcı değildir. |