5.7.2017

BB 16/17

Karasal Yayın Kapsamının Daraltılmasına Dayanan İhlal İddiasının Temellendirilmediği Başvurunun Kabul Edilemez Olduğuna İlişkin Kararın Basın Duyurusu

Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu, 25/5/2017 tarihinde Sabah Yıldızı Radyosu tarafından yapılan bireysel başvurunun (B. No: 2014/12727), açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar vermiştir.

Olaylar

Başvurucu Sabah Yıldızı Radyo ve Televizyon Yayın İletişim Reklam Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi (Radyo); Isparta, Kahramanmaraş, Antalya, Hatay, Mersin ve Adana il merkezleri ile Kaş, Kemer, Alanya ve İskenderun ilçelerinde 2006 yılından itibaren bölgesel karasal radyo yayın lisansı ile radyo yayını yapmaktadır. Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) 10.8.2011 tarihinde başvurucu şirketin Isparta, Burdur ve Kahramanmaraş il merkezlerine yönelik yaptığı yayınları durdurması gerektiğini belirten bir idari işlem tesis etmiştir. RTÜK'e göre başvurucunun yayın lisansı söz konusu illerde yayın yapılmasını kapsamamaktadır.

Başvurucu radyonun anılan idari işlemin hukuka aykırı olduğu iddiasıyla açtığı davada Ankara 14. İdare Mahkemesi 27.4.2012 tarihli kararı ile idari işlemi hukuka uygun bulmuş ve davanın reddine karar vermiştir.  Karar, Danıştay 13. Dairesi’nin 30.1.2014 tarihli ilamı ile onanmış, karar düzeltme talebi de aynı Dairenin 12.6.2014 tarihli ilamıyla reddedilmiştir.

İddialar

Başvurucu, Akdeniz Bölgesi yayın lisansı sahibi olduğunu ve bahsi geçen Isparta, Burdur ve Kahramanmaraş illerinin de Akdeniz Bölgesi'ne dâhil olduğunu ileri sürmüştür. Başvurucu, söz konusu illerde yayın yapmasına müsaade edilmemesi nedeniyle Anayasa'nın 2., 5., 10., 22., 26., 28., 29. ve 35. maddelerinin ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

Mahkemenin Değerlendirmesi

Anayasa Mahkemesi bu iddia kapsamında özetle aşağıdaki değerlendirmeleri yapmıştır:

Başvurucu, yalnızca ve soyut olarak karasal yayın lisansının kapsamının hatalı olarak belirlendiğini ileri sürmüştür. Anayasa Mahkemesinin görevi, mevcut başvurudaki gibi bir yayın lisansının kapsamını belirlemek değildir. Başvurucu, bazı teknik nedenlerle getirildiği anlaşılan sınırlandırmanın Anayasa'nın 26. maddesinin birinci ve ikinci fıkrasındaki koşullara aykırı biçimde ve ifade özgürlüğünü ihlal edecek tarzda uygulandığını gösterebilmiş değildir.

Somut olayda başvurucu, ihlal iddiasına ilişkin delillerini sunma ve bireysel başvuru kapsamındaki haklardan hangisinin hangi nedenle ihlal edildiğine ilişkin açıklamalarda bulunma yönündeki yükümlülüğünü yerine getirmemiş; dolayısıyla ileri sürdüğü iddiaları temellendirememiştir.

Açıklanan nedenlerle Anayasa Mahkemesi, başvurunun açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar vermiştir.

Bu basın duyurusu Genel Sekreterlik tarafından kamuoyunu bilgilendirme amacıyla hazırlanmış olup bağlayıcı değildir.