Bireysel Başvuru Basın Duyuruları

3.7.2018
BB 24/18
Kamu Makamlarının Engelleyici Tutumundan Kaynaklanan Nedenlerle Etkili Başvuru Hakkının İhlal Edilmesi
Anayasa Mahkemesi İkinci Bölümü 24/5/2018 tarihinde, Yusuf Ahmed Abdelazım Elsayad (B. No: 2016/5604) başvurusunda Anayasa’nın 40. maddesinde güvence altına alınan etkili başvuru hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir. |
Olaylar
Mısır Arap Cumhuriyeti vatandaşı olan ve yasal yollardan Türkiye'ye giriş yapan başvurucunun gittiği şehirdeki emniyet müdürlüğüne yabancı uyruklu bir grubun yasa dışı yollardan Suriye'ye geçirileceği yönünde ihbarda bulunulmuştur.
Emniyet tarafından belirtilen adreslerde aralarında başvurucunun da bulunduğu yabancı uyruklu kişiler yakalanmış, Cumhuriyet Başsavcılığı, şahısların il göç idaresine teslim edilmesine karar vermiş; göç idaresi ise başvurucu hakkında idari gözetim altına alınarak sınır dışı edilmesi kararı almıştır.
Başvurucu, ülkesine dönmesi hâlinde kötü muameleye maruz kalabileceğini belirtmiş ve uluslararası koruma talep etmiştir. Sınır dışı işlemi gerçekleşmemiş, bunun üzerine başvurucu geri gönderme merkezine (GGM) sevk edilmiştir. Avukatı, GGM'ye müracaat ederek başvurucuyla görüşme talebinde bulunmuş, talebine yanıt gelmeden başvurucu başka bir şehirdeki GGM’ye göndermiştir.
Avukatlarının, sevk edildiği GGM’de başvurucu ile görüşme talepleri reddedilmiştir. Bunun üzerine avukatlar, Cumhuriyet Başsavcılığına başvurarak ilgili GGM müdürü hakkında suç duyurusunda bulunmuş, sınır dışı etme kararına karşı 15 günlük sürede dava açılmasının engellenmesi amacıyla başvurucuyla görüşmelerine izin verilmediğini ileri sürmüşlerdir.
Bu arada başvurucu, üçüncü kez yer değiştirmiş ve başka bir GGM’ye sevk edilmiştir. Burada başvurucuyla görüşen avukatı, sınır dışı işleminin iptaline ilişkin dava açabilmek amacıyla başvurucunun dosyasını inceleme talebine karşılık, dosyayı daha sonra inceleyebileceği sözlü olarak bildirilmiştir.
Avukat vekâletname düzenlenebilmesi için notere başvurmuş ancak GGM yetkilileri başvurucunun kimliği ve pasaportunun bulunmadığını belirtmişlerdir. Sonuç olarak başvurucu tarafından avukatına vekâletname verilememiştir.
Sınır dışı etme kararının iptali istemiyle idare mahkemesinde dava açan başvurucu; ülkesinde 2013 yılında askerî darbe gerçekleştiğini, siyasi geçmişi ve eşinin babasının darbe karşıtı muhalif bir gazeteci olmasından ötürü yeni yönetimin kendisini arananlar listesine aldığını, ülkesine geri gönderilmesi hâlinde yaşamının ve özgürlüğünün tehlikeye düşeceğini belirtmiştir. İdare Mahkemesi davayı, süresi içinde açılmadığı gerekçesiyle reddetmiştir.
İddialar
Başvurucu, sınır dışı edilme kararına karşı yetkili makama başvurma imkânının kısıtlanması nedeniyle etkili başvuru hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
Mahkemenin Değerlendirmesi
Anayasa'nın 40. maddesinde, anayasal hakları ihlal edilen herkesin yetkili makama geciktirilmeden başvurma imkânının sağlanmasını isteme hakkı (etkili başvuru hakkı) güvence altına alınmıştır.
Sınır dışı edilmesine karar verilen yabancıya, kötü muamele yasağına karşı koruma yükümlülüğü uyarınca etkili bir karşı çıkma imkânı tanınması gerekmektedir.
Başvurucu idari gözetim altına alındıktan sonra kısa süre içinde coğrafi olarak birbirine oldukça uzak konumda olan üç ayrı GGM'ye sevk edilmiştir. Bununla birlikte başvurucunun hangi merkeze sevk edildiğine dair bilginin de -yazılı olarak talep edilmesine rağmen- avukatıyla paylaşılmadığı anlaşılmaktadır. Ayrıca avukatın başvurucuyla görüşme taleplerinin sürüncemede bırakıldığına ilişkin temelsiz olmayan iddialar söz konusudur. Bunlara ek olarak başvurucunun, avukatına vekâlet vermesine ve sınır dışı dosyasının avukat tarafından incelenmesine izin verilmediği de ileri sürülmektedir.
Başvurucunun ileri sürdüğü gerekçeler, bunları destekleyen olgularla birlikte değerlendirildiğinde, kamu makamlarının engelleyici tutumu nedeniyle süresi içinde idare mahkemesinde dava açılamadığı iddiasının temelsiz olmadığı görülmektedir.
Öte yandan başvurucu, Cumhuriyet Başsavcılığına yapılan suç duyurusunda süre sorununa ilişkin endişelerini dile getirmiş ve avukatıyla ilk görüşmesinin ardından süresi içinde dava açmıştır. Bu nedenle başvurucunun yasal süresinde dava açma konusunda özensiz davrandığını söyleyebilmek mümkün değildir.
İdare mahkemesinin dava açma süresine ilişkin şekli bir inceleme yaptığı ve başvurucunun diğer iddialarını dikkate almadığı anlaşılmaktadır.
Devletin himayesi altında bulunması nedeniyle ihlal iddialarını kanıtlamak konusunda devlete göre dezavantajlı pozisyonda olan başvurucunun maddi olgulara dayalı iddialarının idare mahkemesi tarafından dikkate alınmaması karşısında kötü muamele yasağının ihlaline ilişkin şikâyetlerle ilgili olarak etkili bir başvuru imkânı sağlandığını söyleyebilmek mümkün değildir. Ayrıca, ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılabilmesi için başvurucunun yeniden yargılama sonuçlanıncaya kadar sınır dışı edilmemesi de gerekmektedir.
Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 17. maddesiyle bağlantılı olarak 40. maddesinde güvence altına alınan etkili başvuru hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir.
Bu basın duyurusu Genel Sekreterlik tarafından kamuoyunu bilgilendirme amacıyla hazırlanmış olup bağlayıcı değildir. |