3.7.2018

BB 23/18

Hava Harp Okulu Öğrenciliğinden Ayrılmaya Zorlamak İçin Sistematik Davranışlarda Bulunulması Nedeniyle Kötü Muamele Yasağının İhlal Edilmesi

Anayasa Mahkemesi İkinci Bölümü 24/5/2018 tarihinde, Bayram Tuğrul Yıldırım ve Hasan Yıldırım (B. No: 2014/5280) başvurusunda Anayasa’nın 17. maddesinde güvence altına alınan kötü muamele yasağının ihlal edildiğine karar vermiştir.

Olaylar

Başvurucu Bayram Tuğrul Yıldırım, Hava Harp Okulunda (HHO) eğitim görmekte iken aldığı disiplin cezaları nedeniyle HHO Yüksek Disiplin Kurulu kararıyla okuldan çıkarılmıştır.

Başvurucu, HHO’da sistematik olarak kötü muameleye maruz kaldığı iddiasıyla askerî savcılığa suç ihbarında bulunmuş, ayrıca askerî savcıya verdiği dilekçede, işkence seviyesine varan, eğitimle ilgisiz nitelikte olaylar yaşadığını ileri sürmüş ve bu olaylara yer vermiştir.

Öte yandan, başvurucu, HHO’dan çıkarma işleminin iptali için Askerî Yüksek İdare Mahkemesinde (AYİM) dava açmış ancak daha sonra davadan feragat ettiğinden AYİM uyuşmazlığın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına hükmetmiştir. Ancak feragat nedeniyle davanın esasına yönelik bir karar verilmese bile başvurunun önemine binaen AYİM Başsavcılığı davanın esası hakkında, başvurucunun atılmasına yol açan eylemlerin büyük çoğunluğunun askerî disiplini onarılamayacak derecede sarsan vahamet derecesine ulaşmadığı ve HHO’dan çıkarma işleminin iptali yönünde görüş bildirmiştir. 

Askerî savcılık, başvurucunun iddiasına ilişkin olarak şüpheliler hakkında soruşturma başlatmış, kovuşturmaya yer olmadığına karar vermiştir.

İlgili ordu komutanlığı askerî mahkemesi, başvurucunun bu karara yaptığı itirazı reddetmiştir.

İddialar

Başvurucu, bazı subay ve öğrencilerin diğer öğrencileri HHO’dan ayrılmaya zorlamak için insan onuruna aykırı sistematik davranışlarda bulunmasıyla başlayan ve düzmece disiplin cezalarıyla okuldan ihraçla sonuçlanan süreçte kötü muamele yasağının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

Mahkemenin Değerlendirmesi

Anayasa'nın 17. maddesinin üçüncü fıkrası, mağdurların eylemi veya yetkililerin saiki ne olursa olsun kötü muamele yasağının ihlal edilmemesi gerektiğini vurgulamaktadır.

Devletin, bireylerin kötü muameleye maruz kalmasını engelleyecek etkili önleyici mekanizmaların kurulması yönünde pozitif yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu çerçevede bireyin bir devlet görevlisi tarafından hukuka aykırı muameleye tabi tutulduğuna ilişkin savunulabilir bir iddiası bulunması hâlinde devlet, sorumlularının belirlenmesini ve gerekiyorsa cezalandırılmasını sağlayabilecek etkili resmî bir soruşturma yürütmek durumundadır.

Anayasa Mahkemesi, benzer iddialara yer verilen, inceleme konusu olayla büyük ölçüde bağdaşan bir başvuruda kötü muamele yasağının usul yükümlülüğü açısından ihlal edildiğine karar vermiştir.

Soruşturma kapsamında dinlenen bazı tanıkların başvurucunun iddialarını büyük ölçüde destekledikleri, askerî savcılığın kovuşturmaya yer olmadığı kararından önce yayımlanan TBMM raporunda da başvurucununkine benzer iddiaların yer aldığı görülmüştür.

Başvurucunun yaklaşık on günde bir ceza alması, maruz kaldığı olayların sistematik bir aklın parçası olduğu iddiasını kuvvetlendirmektedir. Anayasa Mahkemesinin, FETÖ/PDY örgütünün HHO'ya sızdığını belirtenbenzer karardaki tespitleri ve başvurucunun şikâyette bulunduğu şüphelilerden bir kısmının 15 Temmuz darbe teşebbüsünden sonra devlet memurluğundan ihraç edilmesi şikâyetin savunulabilir olduğunu göstermektedir.

Başvurucunun öğrencilik sürecinde kullandığı psikiyatrik ilaçlar ve ihraç edildikten sonra ruh sağlığı ve hastalıkları uzmanınca tespit edilen muayene bulgularının, iddia konusu kötü muamele fiillerinden kaynaklanıp kaynaklanmadığı saptanmaya çalışılmalıdır.

Soruşturma, başvurucuya yönelik eylemlerin örgütsel bir yapı içinde ve yaygın şekilde başka öğrencilere yönelik olarak da gerçekleştirilip gerçekleştirilmediği iddialarının tahlil edildiğini yansıtan bir öge barındırmamaktadır.

Ayrıca, başvurucunun iddialarını teyit eden tanıkların ifadelerine hangi mülahazayla itibar edilmediği konusunda tatminkâr bir açıklama getirilmemiştir. Sistematik ve örgütlü bir biçimde belli bir grubun dışında kalanlara karşı gerçekleştirildiği iddia edilen kötü muamele vakasında, başvurucu aleyhine ifade veren bazı tanıkların anlatımlarına üstünlük tanınması maddi gerçeğe ulaşılmasında sınırlayıcı bir etki doğurabilecektir.

Sonuç olarak, başvurucunun soruşturmadaki diğer delillerle birlikte kötü muameleye ilişkin savunulabilir bir iddiasının bulunmasına rağmen bu iddiaların özen ve hassasiyetle soruşturma konusu yapılmadığı kanaatine ulaşılmıştır.

Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 17. maddesinde güvence altına alınan kötü muamele yasağının usul boyutunun ihlal edildiğine karar vermiştir.

Bu basın duyurusu Genel Sekreterlik tarafından kamuoyunu bilgilendirme amacıyla hazırlanmış olup bağlayıcı değildir.