Konuşmalar

Konuşmalar

Paylaş | 01 Aralık 2021

"Bireysel Başvuru Kararlarının Özel Hukuktaki Yansımaları" Sempozyumu Kapanış Konuşması

Saygıdeğer Katılımcılar,

Sevgili Öğrenciler,

Çok değerli hukukçularımızın iki gündür çok değerli sunumlar yaptıkları sempozyumun sonuna gelmiş bulunuyoruz. Kıymetli konuşmacılarımız gerçekten uzmanı oldukları konulara ilişkin çok doyurucu açıklama ve değerlendirmelerde bulundular. Kendilerine en kalbi duygularımla teşekkür ediyorum.

Bilindiği üzere temel hak ve özgürlükleri koruma ve geliştirme anlayışı geçmişten günümüze süregelen bir durumdur. Bugün neredeyse tüm demokratik ülkelerde temel hak ve hürriyetlerin korunması ve geliştirilmesi bağlamında, bu hak ve özgürlüklere dokunan tüm işlemleri denetleyen mekanizmaların mevcut olduğunu görmekteyiz.

Bu bağlamda Türk Anayasa Mahkemesinin görevinin de Anayasa’nın 2. maddesinde güvenceye alınmış olan insan haklarına dayalı hukuk devletinin tüm kural ve kurumlarıyla işleyişine katkı yapmak olduğunu söyleyebiliriz.

Esasen temel hak ve özgürlüklerin korunması ve geliştirilmesi yalnızca yargının değil yasama, yürütme ve yargının ortak hedefidir. Bu nedenle devlet organlarına düşen görev, Anayasa’nın Başlangıç kısmında ifadesini bulduğu şekliyle, iş bölümü ve dayanışma çerçevesinde demokratik hukuk devletini kurum ve kurallarıyla geleceğe taşımaktır.

Değerli Katılımcılar,

2010 yılında yapılan Anayasa değişikliği ile hukuk sistemimize giren ve 23 Eylül 2012 tarihinden itibaren uygulanmaya başlanan, dolayısıyla geride 9 yıllık uygulaması bulunan bireysel başvuru müessesesi Anayasa yargısında, aslında sadece Anayasa yargısında değil tüm yargı sisteminde ve idarede yeni bir dönemi başlatmıştır.

Anayasa'mızın 148. maddesinin hem kendi metninde hem de gerekçesinde herkesin Anayasa’da ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde ortaklaşa korunan haklarının ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunabilecekleri belirtilmiştir.

Uygulama ile hem hak ihlali iddialarının ulusal sınırlar içinde incelenmesi ve varsa ihlallerin uluslararası yargı organlarına taşınmadan giderilmesi imkânı sağlanmış hem de temel hak ve özgürlükler standartlarının yükseltilmesi bakımından hukuk sistemine yeni bir yol kazandırılmıştır.

Yapılan değişikliğe ilişkin olarak uygulama, Anayasa Mahkemesinin temel hak ve özgürlükleri koruma ve geliştirme görevini daha belirgin hâle getirmiştir. Mahkememiz bu alanda verdiği kararlarında hak eksenli bir yaklaşımı benimseyerek yaşam hakkından toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkına, adil yargılanma hakkından ifade özgürlüğüne, özgürlük ve güvenlik hakkından mülkiyet hakkına kadar bireysel başvuru kapsamındaki anayasal hak ve özgürlüklere ilişkin standartları belirlemiştir.

Bu kararlar bir yandan bireysel düzeyde hak ihlallerinden kaynaklanan zararları gidermiş, diğer yandan da objektif etki bağlamında temel hak ve özgürlüklere ilişkin hukuki sorunların çözümüne katkı sağlamıştır. Böylece demokratik hukuk devleti ilkesinin hayata geçirilmesinde çok önemli bir rol oynamış ve dönüştürücü bir etkiye sahip olmuştur. Bu da temel hak ve özgürlüklerin korunması ile geliştirilmesi bağlamında toplumsal bilinci ve farkındalığı artırmıştır.

Bu noktada gerek adli gerekse idari yargıda görevli olan tüm yüksek yargı organı üyelerimiz başta olmak üzere tüm hâkim ve savcılarımız ile avukatlarımızın, yazılı ve görsel basınımızın da çok önemli katkıları olmuştur. Kendilerine teşekkür ederiz.

Esasen bireysel başvuru sisteminin etkili bir şekilde uygulanarak temel hak ve özgürlüklerin korunması da alakadarlar arasında böylesine etkili ve verimli bir iş birliğini gerektirmektedir.

Bu bağlamda bireysel başvurunun etkili şekilde uygulanmış olmasının Türkiye’den Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan başvuru ve anılan Mahkemece verilen ihlal sayısını (azaltma anlamında) ciddi biçimde etkilediğini gözlemlediğimizi belirtmek isterim.

Yinelemek gerekirse Anayasa Mahkemesinin temel hak ve özgürlükler bağlamında yapılan bireysel başvurularda verdiği kararlarının demokratik hukuk devleti ilkesinin hayata geçirilmesinde çok önemli bir rol oynadığı ve dönüştürücü bir etki gücüne sahip olduğu gözlemlenmektedir. Buradaki etki gücü, Anayasa Mahkemesinin önüne gelen başvuruya konu somut olayda Anayasa’nın temel hak ve özgürlükleri düzenleyen ilgili hükümlerinin ihlal edildiğini tespit etmesi hâlinde başvurucu açısından ortaya çıkan subjektif sonuçtan ziyade ilgili anayasa hükümlerinin yorumlanması konusunda söylediklerinden ve bu konuda yaptığı tespite ilişkin objektif sonuçtan kaynaklanmaktadır.

Zira Anayasa Mahkemesi bireysel başvuru yoluyla önüne gelen uyuşmazlıklarda ihlal edildiği ileri sürülen hak ve özgürlüklerin düzenlendiği anayasa hükümlerini yorumlamak suretiyle ürettiği gerekçelerde kamu organlarının bundan sonra benzer konularda nasıl davranmaları gerektiği noktasında eğitici bir işlev görmektedir.

Sözünü ettiğimiz dönüştürücü etki gücü sadece kamu gücünün kullanıldığı ve devletin taraf olduğu olaylar bakımından değil aynı zamanda kişiler arasındaki özel hukuk uyuşmazlıkları bakımından da ortaya çıkmaktadır.

Bireysel başvuru kararlarının özel hukuk alanındaki sonuçları özel hayattan aile hayatına, kişilerin mülkiyet hakkından ad, soyad ve cinsiyet değişikliği gibi şahsa sıkı sıkıya bağlı haklarına kadar birçok alanda kendisini göstermektedir. Dolayısıyla bireysel başvuru incelemesinde gerçekleştirilen anayasal denetim sonucu temel haklar ekseninde verilen kararlar, bir yandan başvurucular bakımından subjektif etkide bulunurken diğer yandan benzer konumdaki diğer kişiler ve olaylar bakımından da objektif etkide bulunarak benzer ihlallerin ortaya çıkmasını engelleme potansiyelini haiz bulunmaktadır.

Sempozyum kapsamında, özel hukuk alanında bireysel başvuru hakkı ile bağlantılı olarak iki gün boyunca ele alınan önemli sorunların gerek ortaya konması gerekse de çözümü bakımından çok önemli sunumlar yapılmıştır.

Bu vesileyle özel hukuktaki meselelere anayasal güvencelerin nasıl etki ettiğine ve bunların uygulanmasına ilişkin sunumlarla önemli katkılarda bulunan konuşmacılara ve bu sempozyumun hayata geçirilmesinde emeği geçen Mahkememiz ile TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Hukuk Fakültesi çalışanlarını canıgönülden tebrik ediyorum.

Kıymetli Misafirler,

Hepinizi tekrar sevgi ve saygılarımla selamlıyor, sağlıklı günler diliyorum.

 

Kadir ÖZKAYA
Anayasa Mahkemesi Başkanvekili