Genel Kurul
2010/13 E. sayılı dosyaya ait Danıştay 6. Dairenin 26.10.2009 tarihli başvuru kararı
T.C.
DANIŞTAY
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2009/7639
İTİRAZ YOLUYLA ANAYASA MAHKEMESI'NE BAŞVURU KARARI
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekili F.A. tarafından, mülkiyeti Türkiye Elektrik Dağıtım A.Ş.'ye ait İstanbul İli, Bakırköy İlçesi, Kartaltepe Mahallesi, 1091 ada, 12 parsel sayılı taşınmaza ilişkin olarak 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 9. maddesi ile 5793 sayılı Yasanın 15. maddesiyle değişik Ek:3. maddesi uyarınca Özelleştirme Yüksek Kurulu'nun 14.01.2009 günlü, 2009/3 sayılı kararı ile onaylanan 1/5000 ölçekli nazım ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliklerinin iptali ve yürütmenin durdurulması istemiyle Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Başkanlığına karşı açılan dava dosyası incelendi.
2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının "Anayasaya Aykırılığın Diğer Mahkemelerde İleri Sürülmesi" başlıklı 152 nci maddesinin birinci fıkrasında: "Bir davaya bakmakta olan mahkeme, uygulanacak bir kanun veya kanun hükmünde kararnamenin hükümlerini Anayasa'ya aykırı görürse veya taraflardan birinin ileri sürdüğü aykırılık iddiasının ciddi olduğu kanısına varırsa, Anayasa Mahkemesinin bu konuda vereceği karara kadar davayı geri bırakır." hükmü yer almaktadır.
2949 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un İtiraz Yoluyla Mahkemelerden gönderilecek işler Başlıklı 28.maddesinde: "Bir davaya bakmakta olan mahkeme: (1) O dava sebebiyle uygulanacak bir kanunun veya kanun hükmünde kararnamenin hükümlerini Anayasaya aykırı görürse, bu yoldaki gerekçeli kararı; veya, (2) Taraflardan birinin ileri sürdüğü aykırılık iddiasının ciddi olduğu kanısına varırsa tarafların bu konudaki iddia ve savunmalarını ve kendisini bu kanıya götüren görüşünü açıklayan kararı; dosya muhtevasını mahkemece bu konu ile ilgili görülen belgelerin tasdikli örnekleri ile birlikte Anayasa Mahkemesi Başkanlığına gönderir." kuralına yer verilmiştir.
Uygulanacak Yasa kuralı, bakılmakta olan davayı yürütmeye, uyuşmazlığı çözmeye, davayı sona erdirmeye veya kararın dayanağını oluşturmaya yarayacak kuraldır.
Uyuşmazlık konusu olayda, mülkiyeti Türkiye Elektrik Dağıtım A.Ş.'ye ait İstanbul İli, Bakırköy İlçesi, Kartaltepe Mahallesi, 1091 ada, 12 parsel sayılı taşınmaza ilişkin olarak 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 9. maddesi ile 5793 sayılı Yasanın 15. maddesiyle değişik Ek:3. maddesi uyarınca Özelleştirme Yüksek Kurulu kararı ile onaylanan 1/5000 ölçekli nazım ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliklerinin 16.01.2009 günlü, 27112 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak kesinleşmesi suretiyle 3194 sayılı Yasanın 8.maddesinde yer alan ilan ve askıya dair hükümlerden muaf olarak yürürlüğe girdiği anlaşılmaktadır.
3194 sayılı İmar Kanunu'nun 8 nci maddesinin (b) bendinde“ İmar Planları; Nazım İmar Planı ve Uygulama İmar Planından meydana gelir. Mevcut ise bölge planı ve çevre düzeni plan kararlarına uygunluğu sağlanarak, belediye sınırları içinde kalan yerlerin hazım ve uygulama imar planları ilgili belediyelerce yapılır veya yaptırılır. Belediye meclisince onaylanarak yürürlüğe girer. Bu planlar onay tarihinden itibaren belediye başkanlığınca tespit edilen ilan yerlerinde bir ay süre ile ilan edilir. Bir aylık ilan süresi içinde planlara itiraz edilebilir. Belediye başkanlığınca belediye meclisine gönderilen itirazlar ve planları belediye meclisi onbeş gün içinde inceleyerek kesin karara bağlar.
Belediye ve mücavir alan dışında kalan yerlerde yapılacak planlar valilik veya ilgilisince yapılır veya yaptırılır. Valilikçe uygun görüldüğü takdirde onaylanarak yürürlüğe girer. Onay tarihinden itibaren valilikçe tespit edilen ilan yerinde bir ay süre ile ilan edilir. Bir aylık ilan süresi içinde planlara itiraz edilebilir. İtirazlar valiliğe yapılır, valilik itirazları ve planları onbeş gün içerisinde inceleyerek kesin karara bağlar.
Onaylanmış planlarda yapılacak değişiklikler de yukarıdaki usullere tabidir." kuralı yer almış, ilan konusunda benzer düzenleme mülga 6785 sayılı İmar Kanunu'nun 29.maddesinde de bulunmaktadır.
Genel kanun niteliği taşıyan İmar Kanunu ile imar planlarının onayı, yürürlüğü, ilanı ve itirazına ilişkin konular düzenlenmiş, özel kanunlarla (775 sayılı Gecekondu Kanunu, 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu, 2872 sayılı Çevre Kanunu, 2960 sayılı Boğaziçi Kanunu, 2981 sayılı Yasa, 3621 sayılı Kıyı Kanunu, 4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu, 5302 sayılı İl Özel İdaresi Kanunu, 383 sayılı Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığı Kurulmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname, 388 sayılı Güneydoğu Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Teşkilatının Kurulması ve Teşkilatı Hakkında Kanun Hükmünde Kararname vb.) plan onaylama yetkisi farklı idarelere verilmekle birlikte, bu planların ilanına ilişkin ayrık kurallar getirilmediği gibi 3194 sayılı Yasa'nın 9.maddesi uyarınca Bayındırlık ve İskan Bakanlığı'nca onaylanan planlarda bu ilandan muaf tutulmamıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 7.maddesinin dördüncü fıkrasında: "İlanı gereken düzenleyici işlemlerde dava süresi, ilan tarihini izleyen günden itibaren başlar. Ancak bu işlemlerin uygulanması üzerine ilgililer, düzenleyici işlem veya uygulanan işlem yahut her ikisi aleyhine birden dava açabilirler."kuralı yer almaktadır.
Düzenleyici işlem kimliği taşıyan planların ilan edilmesi dava açma sürelerinin belirlenmesi açısından da önem taşımaktadır.
5793 sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 15 nci maddesiyle 3194 sayılı İmar Kanununun değiştirilen Ek 3 üncü Maddesinde: "Özelleştirme programındaki kuruluşlara ait veya kuruluş lehine irtifak ve/veya kullanım hakkı alınmış arsa ve araziler ile özel kanunları uyarınca özelleştirilmek üzere özelleştirme programına alınan arsa ve arazilerin, 3621 sayılı Kıyı Kanunu veya 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu kapsamında kalan yerler dahil olmak üzere genel ve özel kanun hükümleri kapsamında yer alan tüm alanlarda imar planlarını yapmaya ve onaylamaya yetkili olan kurum veya kuruluşlardan görüş alınarak çevre imar bütünlüğünü bozmayacak her tür ve ölçekte plan, imar planı ile değişiklik ve revizyonları müellifi şehir plancısı olmak üzere Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Başkanlığınca yapılarak veya yaptırılarak Özel|eştirme Yüksek Kurulunca onaylanmak ve Resmi Gazetede yayımlanmak suretiyle kesinleşir ve bu Kanunun 8 inci maddesinde yer alan ilan ve askıya dair hükümlerden muaf olarak yürürlüğe girer. İlgili kuruluşlar bu madde kapsamında yapılan planları devir tarihinden itibaren beş yıl süreyle değiştiremezler. Bu süre içerisinde imar planlarına ilişkin olarak, verilecek mahkeme kararlarının gereklerinin yerine getirilmesini teminen yapılacak imar planı değişikliğine ilişkin iş ve işlemler Özelleştirme İdaresi Başkanlığınca bu maddede belirtilen usul ve esaslara göre gerçekleştirilir. İlgili kuruluşlar görüşlerini onbeş gün içinde bildirirler. Bu madde kapsamında yapılan her ölçekteki plan ve imar planlarında 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun 17 nci maddesinin (a) bendinin ikinci ve sekizinci paragrafındaki hükümler uygulanmaz. Özelleştirme sürecinde ihtiyaç duyulması halinde, bu planlara göre yapılacak imar uygulamasına ilişkin parselasyon planları Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından yapılır veya yaptırılır. Bu parselasyon planları Özelleştirme İdaresi Başkanlığınca onaylanır ve 19 uncu maddede belirtilen ilan ve askıya dair hükümlerden muaf olarak kesinleşir ve yürürlüğe girer. Bu planlara göre yapılacak yapılarda her türlü ruhsat ve diğer belgeler ile izinler, ilgili mevzuat çerçevesinde yetkili kurum ve kuruluşlarca verilir." kuralı getirilmiştir.
Anayasa'nın Devletin Temel Amaç ve Görevleri başlıklı 5. Maddesinde: "Devletin temel amaç ve görevleri, Türk Milletinin bağımsızlığını ve bütünlüğünü, ülkenin bölünmezliğini, Cumhuriyeti ve demokrasiyi korumak, kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak; kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartlan hazırlamaya çalışmaktır." kuralı bulunmaktadır.
Anayasa'nın 10 uncu maddesinde ise: "Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir. Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz. Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür. Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar." denilmektedir. Bu yasak, insan hakları belgelerinde olduğu gibi, birbirinin aynı durumunda olanlara aynı kuralların uygulanmasını, ayrıca ve açıkça ayrıcalıklı kişi ve toplulukların yaratılmasını engellemektedir. Aynı durumda olanlar için farklı düzenleme, eşitliğe aykırılık oluşturur. Anayasa'nın amaçladığı eşitlik, mutlak ve eylemli eşitlik değil hukuksal eşitliktir. Aynı hukuksal durumlar aynı, ayrı hukuksal durumlar ayrı kurallara bağlı tutulursa Anayasa'nın öngördüğü eşitlik çiğnenmiş olmaz. Başka bir anlatımla, kişisel nitelikleri ve durumları özdeş olanlar arasında, yasalara konulan kurallarla değişik uygulamalar yapılamaz (Anayasa Mahkemesi'nin 17.03.2004 günlü, E:2001/282 K. 2004/34 sayılı Kararı).
Özel yasalarla belediye ve valilikler (il özel idareleri dışındaki idarelere planlama yetkisi tanınmasına karşın, bu idareler tarafından onaylanan planların ilan edilmesi konusunda farklı bir düzenleme öngörülmemiş ve planlarla ilgili olanlar yönünden dava açma haklarının kullanılması bakımından bir ayrımda ortaya çıkmamıştır,
İptali istenilen 5793 sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 15 nci maddesiyle 3194 sayılı imar Kanun'un değiştirilen Ek 3 üncü Maddesine getirilen "bu Kanunun 8 inci maddesinde yer alan ilan ve askıya dair hükümlerden muaf olarak" şeklindeki ibare ile, plan onaylama yetkisi tanının Özelleştirme Yüksek Kurulu'nca onaylanan planlara ilan ve askıdan muafiyet tanınarak ayrıcalıklı bir durumun oluşturulmasının yanı sıra taşınmazı bu plan kapsamında olan kişiler ile bu kapsamda bulunmayan kişiler yönünden dava açma hakkı gibi hakların kullanılmasında farklılık meydana getirilmesi nedenleriyle Anayasa'nın 5 nci ve 10 uncu maddelerinde açıklanan hukuk devleti ilkesi ile eşitlik ilkesine aykırıdır.
Açıklanan nedenlerle ve bir davaya bakmakta olan mahkemenin, o dava sebebiyle uygulanacak bir Yasanın Anayasaya aykırı olduğu kanısına götüren görüşünü açıklayan kararı ile Anayasa Mahkemesine başvurulması gerektiğini düzenleyen 2949 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanunun 28.maddesi gereğince, 5793 sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 15 nci maddesiyle 3194 sayılı İmar Kanununun değiştirilen Ek 3 üncü Maddesine getirilen "bu Kanunun 8 inci maddesinde yer alan ilan ve askıya dair hükümlerden muaf olarak" şeklindeki ibarenin Anayasanın 5 nci ve 10 uncu maddelerine aykırı olduğu kanısına ulaşılması nedeniyle İtiraz Yoluyla Anayasa Mahkemesine başvurulmasına, Anayasa Mahkemesince verilecek olan kararın gecikmesi halinde hem yargısal hem de kişisel bazda giderilmesi güç veya olanaksız zararlar doğabileceği göz önünde bulundurularak esas hakkında karar verilinceye kadar itiraz konusu kuralın yürürlüğünün durdurulmasına karar verilmesinin istenilmesine, dosyada bulunan konuyla ilgili belgelerin onaylı birer örneğinin Anayasa Mahkemesi Başkanlığı'na gönderilmesine, uyuşmazlığın esasının Anayasa Mahkemesince bu konuda verilecek karardan sonra incelenmesine 26.10.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.