yazdır

                 T.C.
             ANKARA
4. ASLİYE CEZA MAHKEMESİ

ESAS NO: 2010/165

 

  ANAYASA MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI'NA
                                                     
ANKARA

 

KONU: Mahkememizin 2010/165 Esas sayılı dava dosyasında 17.06.2010 tarihli ikinci oturumun iki nolu ara karan gereğince 5894 sayılı kanunun 6. maddesinin 1, 2, 3. 4. maddelerinin Anayasa'nın 9, 36, 123, 125 ve 155. maddelerine aykırılığı sebebiyle iptali isteminden ibarettir. 

İPTALİ İSTENEN MADDE: 5894 sayılı kanunun 6. maddesi.

Madde-6: (1) Tahkim Kurulu, Bu Kanun uyarınca bağımsız ve tarafsız bir zorunluluk Tahkim mercii olup TFF'nin en üst hukuk kuruludur. Ve TFF Statüsü ve ilgili talimatlarda belirtilen nitelikteki uyuşmazlıklar ile ilgili nihai karar merciidir.

(2) Tahkim Kurulu, TFF Statüsü ve ilgili talimatlar uyarınca karar verme yetkisine sahip kurul ve organlar tarafından verilecek kararları nihai olarak inceleyerek münhasıran karara bağlar. Tahkim Kurulu'na başvuru süreci TFF Talimatlarının yayınından veya itiraz edilen kararın tebliğinden itibaren 7 gündür.

(3) Tahkim Kurulu'nun oluşumu, görev, yetki, hak ve sorumlulukları ile üyelerin sahip olması gereken nitelikler TFF Statüsünde belirlenir. Tahkim Kurulu'nun işleyişi ve usul kuralları TFF tarafından çıkarılacak talimatta yer alır.

(4) Tahkim Kurulu kendisine yapılan başvuruları kesin ve nihai olarak karara bağlar. Ve bu kararlar aleyhine yargı yoluna başvurulamaz.

(5)...

Anayasamızın 152. maddesi "Bir davaya bakmakta olan mahkeme, uygulanacak bir Kanun veya Kanun Hükmünde Kararnamenin hükümlerini Anayasa'ya aykırı görürse veya taraflardan birinin ileri sürdüğü aykırılık iddiasının ciddi olduğu kanısına varırsa, Anayasa Mahkemesi'nin bu konuda vereceği karara kadar davayı geri bırakır...." hükmü gereğince mahkeme önüne gelen ve görevli olduğu bir konu ile alakalı olarak açılan davalarda uygulanacak maddeyi taraf iddiası veya resen iptalini Anayasa Mahkemesine götürebilir. Yani böyle bir istemde bulunabilmesi için söz konusu davaya bakma yetkisinin bulunması şarttır.

Bu bağlamda davacı A.spor A.Ş. Klübü tarafından Türkiye Spor Federasyonu aleyhine açmış olduğu davada davalı TFF Yönetim Kurulu'nun 06.09.2009 tarih ve 57 sayılı kararı ile A.spor'un bir alt kümeye düşürülerekten bu sezon itibariyle de üç yıl müsabakalardan men'ine karar verildiği, bu karar üzerine davacı klübün yasal süre içerisinde Türkiye Futbol Federasyonu Tahkim Kurulu'na müracaatı üzerine TFF Tahkim Kurulunun 06.10.2009 tarih ve 531/533 sayılı karar ile A.spor A.Ş. adına vekili tarafından yapılan itirazın reddi ile A.spor A.Ş.'nin bir alt lige düşürülmesine dair PFDK'nın 15.09.2009 tarih ve T2009-2010/121, K2009-2010/147 kararının onanmasına kesin olarak karar verildiği anlaşılmıştır.

Bu kararın uygulanması dolayısıyla A.spor'un Turkcell Süper Ligde bir alt gruba düşürülerek karar tarihinden itibaren de bu ligde yapması gereken maçların yaptırılmamasından dolayı hasılat kaybı, televizyon gelirlerinden, stada alınan reklamlar ile formalara alınan reklamlardan elde edilen gelirlerden, toto-loto gelirlerinden, klüpler birliğinden gelen gelirlerden, fair play ligi gelirlerinden, ilk altı sıraya verilen ödül gelirlerinden ve diğer gelirlerden yoksun bırakılmasından, keza futbolcuların değer kaybetmelerinden dolayı TL ve bu karar dolayısıyla görülen zarardan dolayı TL manevi zarar olmak üzere toplam TL'lik maddi ve manevi zarar davası açmıştır.

Mahkemenin 152. madde gereğince bir davayı Anayasa mahkemesine götürürken davaya bakmakta görevli olması gerekir. 5894 Sayılı Yasanın 6. maddesi TFF'nun tüm işlemlerini Tahkim Kurulu'na havale etmiştir. Yasa gereğince Dernekler Kanunu ve TMK hükümlerine tabi özel hükmi şahsiyete haiz olan TFF bir kamu tüzel kişiliği olmadığı için bu kurulun kararlarına karşı idari yargıda dava açılamaz. Dolayısı ile Federasyonun kararlarına karşı 6. maddenin olmaması halinde adli yargıda dava açılması gerekir. Adli Yargıda gerçek veya tüzel kişiler tarafından gerçekleştirilen eylem ve işlemler sonucu meydana gelecek zararlara bakmaya yetkili ve görevlidir. Ancak 5894 Sayılı Kanunu'nun 6. maddesi gereğince Türkiye Futbol Federasyonu'nun özelliği gereği ihtilafların kısa yoldan halli için Tahkim Kurulu'na yetki ve görev verilmiştir. Ve aynı madde içerisinde de Tahkim Kurulu'nun kararlarının kesin olduğu ve bu kararlara karşı adli ve idari yargı yollarına başvurulamayacağı yasada öngörülmüştür. Bu hükmün iptali halinde Türkiye Futbol Federasyonu'nun yapmış olduğu işlem ve eylemlerden dolayı meydana gelecek zararlar ile ilgili adli yargıda davalara bakılabileceği ve dolayısı ile de, mahkememiz davaya bakmakta görevli olduğundan davacı tarafın iptal istemi mahkememizce ciddi görülerek 6. maddenin 1, 2, 3, 4. fıkralarının Yüksek Mahkemeniz'ce iptalini istemek gerekmiştir.

Mahkememiz Türkiye Futbol Federasyonu'nun kararının sonucunda doğacak maddi ve manevi zararlar yönünden inceleme yapmaya yetkili ve görevli olduğundan bu konuda aşağıda detaylı olarak yazılacağı üzere 6. maddenin ilgili fıkralarının iptali istemi çerçevesinde;

1-5894 Sayılı Kanunun 6:(l)Tahkim Kurulu, Bu Kanun uyarınca bağımsız ve tarafsız bir zorunluluk Tahkim mercii olup TFF'nin en üst hukuk kuruludur. Ve TFF Statüsü ve ilgili talimatlarda belirtilen nitelikteki uyuşmazlıklar ile ilgili nihai karar merciidir. Hükmünün Tahkim Kurulu'nun oluşturulmasını düzenlerken bunun TFF Statüsü ve ilgili talimatlar ile düzenlenmesini öngörmüştür. TFF Statüsün 61. maddesi ile düzenlenmiştir. Bu maddenin 1. fıkrasında Tahkim Kurulu Federasyon Başkanı'nın teklifi ve Yönetim Kurulu'nun kararı ile en az beş yıllık mesleki tecrübeye sahip hukukçular arasından seçilecek bir başkan ve altı asıl ve altı yedek üyeden oluşur. Üyelerin belirlenmesinde FİFA ve UEFA'nın kuralları esas alınır. 2. fıkrasında Tahkim Kurulu'nun görev süresi Federasyon Yönetim Kurulu'nun görev süresi kadardır. Üyeler kendi aralarından bir başkan vekili ve bir raportör seçer. 4. fıkrasında kurul görevinde bağımsızdır. Üyeler istifa etmedikçe veya çekilmiş sayılmadıkça yerlerine yeni üye görevlendirilemez. Herhangi bir nedenle boşalan asıl üyeliğe yedek üyeler sırası ile görevlendirilmiş sayılır. Bu fıkra uyarınca seçilen yedek üyeler kalan süre kadar görev yapar. 9. fıkrasında ise tahkim kurulunun çalışma esas ve usulleri Yönetim Kurulu tarafından çıkarılacak bir talimatla belirlenir. Şeklinde düzenleme yapılmıştır.

Yasa maddesi ve Statünün 61. maddesi birlikte değerlendirildiğinde yetkisine haiz olan bir kurulun teşekkülü Anayasa'nın 7. maddesinde belirtilen Yasama yetkisi Türk Milleti adına Türkiye Büyük Millet Meclisinindir. Bu yetki devredilemez." ve 9. maddesinde "Yargı yetkisi, Türk Milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılır." hükümlerine aykırılık teşkil etmektedir.

Yargı yetkisi kullanacak kişilerin nitelikleri, seçilme usulleri ve çalışma esasları yasa ile belirlenmesi zorunludur. Dolayısı ile bu düzenlemelerin Türkiye Futbol Federasyonu Yönetim Kurulu'na bırakılması Anayasa'ya aykırıdır. Yani seçilme şekilleri ve nitelikleri yasa ile belirlenmesi gerekir. Zira ANAYASA MAHKEMESİ'nin: 2006/118 Esas ve 2009/107 Karar sayılı ilamında 3289 sayılı Yasanın Ek 9. maddesinin birinci fıkrasına göre, spor federasyonlarına, talepte bulunmaları durumunda Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü bünyesinde oluşturulan Merkez Danışma Kurulunun uygun görüşü, bu Genel Müdürlüğün bağlı olduğu Bakanın teklifi ve Başbakanın onayı ile idarî ve malî özerklik verilebilmekte, Federasyonlar da, kuruluşlarına ilişkin kararın Resmî Gazetede yayımlanması ile tüzel kişilik kazanmaktadırlar.

Özerk spor federasyonları denetim bakımından merkezi idareye bağlıdırlar. Ek Madde 9'un son fıkrasına göre, bu federasyonların her türlü faaliyet ve işlemleri Genel Müdürlüğün bağlı olduğu Bakanlığın denetimine tâbidir. Bu denetim sonucunda görevi başında kalmasında sakınca görülen federasyon başkanı veya yönetim kurulu üyeleri hakkında karar almak üzere, Genel Müdürlüğün bağlı olduğu Bakan, genel kurulu olağanüstü toplantıya çağırabilir. Bunların Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü tarafından öngörülen çerçeve statüye uygun şekilde hazırlanması zorunlu olup, ceza veya disiplin kurullarınca verilen kararlara karşı Genel Müdürlük bünyesinde oluşturulacak Tahkim Kurulu 'na itiraz edilebilir.

Ek madde 9 'da 5340 sayılı Yasa ile yapılan değişiklik sonucunda Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü olimpik branşlarda, federasyonun bir önceki yıl gerçekleşen gelirlerinin %75'i kadar, olimpik olmayan federasyonlara ise, %50 'si kadar yardımda bulunabilmektedir. Ayrıca Genel Müdürlük, bütçesinden özerk federasyonlara ilgili branşın alt yapısına ve eğitime ilişkin projelerinin desteklenmesi amacıyla gerektiğinde kaynak tahsis edebilmekte ve spor tesislerinin işletilmesini, menkul ve gayrimenkullerini bedelsiz olarak kırkdokuz yıla kadar federasyonların faaliyetlerine devredebilmektedir.

Yukarıda anılan özerk federasyonların kuruluşları, denetimleri, mali yapıları, ve kararlarına karşı merkezi idare içerisinde oluşturulan Tahkim Kurulu'na başvurulabilmesi gibi hususlar göz önünde bulundurulduğunda, bunların hizmet yerinden yönetim kuruluşları oldukları sonucuna varılmaktadır. Özerk federasyonların hizmet yerinden yönetim ilkesine göre kurulmaları nedeniyle Anayasa'nın 123. maddesi uyarınca kanunla düzenlenmesi gerekmektedir.

Açıklanan nedenlerle, itiraz konusu kural Anayasa'nın 123. maddesine aykırıdır. İptali gerekir. Gerekçesi ile de bu hususu açıkça vurgulamıştır.

Diğer taraftan bu husus yasa gereği Dernekler Kanunu ve Türk Medeni Kanunu. hükümlerine tabi olarak çalışması gereken Federasyonun Tahkim Kurulu'nu oluşturma şekli bu yasalara da aykırı olarak düzenlenmiştir. Zira Dernekler Kanununu ve Türk Medeni Kanunu gereğince derneğin disiplin ve denetim kurulları yönetim kurulunun seçimine bırakılmayıp aksine ilgili derneğin genel kurulu tarafından seçilmesi öngörülmüştür. Bu durumda Anayasa'nın 10. maddesinde öngörülen eşitlik ilkesine de aykırılık teşkil etmektedir.

Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı'nın kendisini denetleyecek başkan ve üyeleri bizzat kendisinin teklifi ile Yönetim Kurulu'nca belirlenmesi eşitlik ve denetleme ilkelerine aykırılık teşkil etmektedir. Kendisini denetleyecek kişilerin Başkanın ve Yönetim Kurulu'nun teklifi ile seçilmesinin bu kurulun işlemlerine karşı ne derece tarafsız davranacakları tartışmadan varestedir. Kaldı ki bu üyelerin mali haklarının düzenlemesi de yine aynı Yönetim Kurulu'na ait olduğundan doğrudan doğruya Yönetim Kurulu'nun ve Federasyon Başkanı'nın bu üyeleri etkileyebilecekleri tartışmasızdır. Dolayısı ile 5894 sayılı Kanunun 6. maddesinin 1. fıkrası Anayasa'nın 7, 9 ve 10. maddelerine aykırı olduğu kanaatine varıldığından Yüksek Mahkemenizden iptali istenmesi gerekmiştir.

2-5894 sayılı kanunun 6. maddesinin 2. fıkrasında; Tahkim Kurulu, TFF Statüsü ve ilgili talimatlar uyarınca karar verme yetkisine sahip kurul ve organlar tarafından verilecek kararları nihai olarak inceleyerek münhasıran karara bağlar. Tahkim Kurulu'na başvuru süreci TFF Talimatlarının yayınından veya itiraz edilen kararın tebliğinden itibaren 7 gündür.

Bu fıkrada Tahkim Kurulu'nun kararlarını verirken TFF Statüsü ve ilgili talimatlar uyarınca nihai olarak incelenmesi öngörülmüştür. Oysa Anayasa'nın 138. maddesi "hakimler görevlerinde bağımsızdırlar. Anayasaya, Kanuna ve hukuka uygun olarak vicdani kanaatlerine göre hüküm verirler."

"Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hakimlere emir ve talimat veremez; genelge gönderemez; tavsiye veya telkinde bulunamaz..." hükmü nazara alındığında yargı yetkisini kullanan kişilerin öncelikli olarak gözönünde bulundurmaları gereken kural Anayasa kurallarıdır. Yani Anayasa'ya, kanuna ve hukuka uygun olarak inceleme yapmaları gerekirken bunun aksine olaraktan statünün 61/7. maddesinde belirtilen tamamen kendilerini atayan kurul tarafından belirlenen statüye tabi tutularaktan karar vermeleri Anayasa'nın 138. maddesine aykırılık teşkil ettiği kanaatine varılmıştır.

3-5894 sayılı kanunun 6. maddesinin 3. fıkrasında; Tahkim Kurulu'nun oluşumu, görev, yetki, hak ve sorumlulukları ile üyelerin sahip olması gereken nitelikler TFF Statüsünde belirlenir. Tahkim Kurulu'nun işleyişi ve usul kuralları TFF tarafından çıkarılacak talimatta yer alır.

Bu fıkra ile ilgili olarak TFF Statüsü'nün 62. maddesi ile Tahkim Kurulu'nun görev ve yetkileri düzenlenmiştir. 62. madde bir bütün halinde değerlendirildiğinde 1. fıkrasının a-g bentleri ile bakacağı uyuşmazlıkları düzenlemiş olup bu uyuşmazlıklarda bir bütün halinde değerlendirildiğinde sonuçlan itibariyle yargı yetkisine ilişkin düzenlemeler olup bu düzenlemelerin çözümünün de yine TFF Statüsü ve Talimatlarına uygun olarak yapılması öngörülmüş olup bu görevlerin öncelikle Anayasa'nın 7. maddesi gereğince yasama yetkisi kapsamına girdiği, dolayısı ile yasa ile düzenlenmesi gereken hususlar Statü ile düzenlenmesi ve yine Anayasa'nın 9. maddesi gereğince yargı yetkisini kısıtlar mahiyette olduğu için Anayasa'nın 9. maddesinin ve 38. maddelerine aykırılık teşkil ettiğinden iptali gerekeceği kanaatine varılmıştır.

4-5894 sayılı kanunun 6. maddesinin 4. fıkrasında; Tahkim Kurulu kendisine yapılan başvuruları kesin ve nihai olarak karara bağlar. Ve bu kararlar aleyhine yargı yoluna başvurulamaz. Şeklindeki düzenleme de Anayasanın 9, 36. ve 125. maddelerine aykırıdır. Bu hususta ANAYASA MAHKEMESİ'nin: 2006/118 Esas ve 2009/107 Karar sayılı ilamında "Anayasa'nın 36. maddesinin birinci fıkrasında Herkes meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir denilmiştir. 125. maddesinin birinci fıkrasında ise idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu, kamu hizmetleri ile ilgili imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinde bunlardan doğan uyuşmazlıkların milli veya milletlerarası tahkim yoluyla çözülmesinin öngörülebileceği, milletlerarası tahkime ancak yabancılık unsuru taşıyan uyuşmazlıklar için gidilebileceği belirtilmiştir.

Tahkim genel olarak öğretide, hukuki uyuşmazlıkların, söz konusu uyuşmazlığa taraf olmayan bağımsız kişi veya kişiler tarafından çözümlenerek karara bağlanması olarak tanımlanmaktadır. Anayasa'nın 125. maddesindeki tahkim yolu, kamu idarelerinin tamamen dışında bağımsız kişilerden oluşan ve yasalarla belirlenmiş hukuki uyuşmazlıkları kesin olarak karara bağlayan bir çeşit özel yargı yoludur. Tahkim kurullarının verdiği kararlar mahkemeler tarafından verilen kararlar gibi uygulanabilme niteliğine sahiptir.

İtiraz konusu fıkrayla düzenlenen "Tahkim Kurulu" ise Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü bünyesinde oluşturulmakta ve üyeleri Gençlik ve Spor Genel Müdürünün teklifi ve Genel Müdürlüğün bağlı olduğu Bakanın onayı ile altı yıl için görevlendirilmektedirler. Bu nedenle, idare içerisinde oluşturulan bu Kurulun, hukuki uyuşmazlıkların tarafların isteği üzerine, bağımsız kişi veya kişiler tarafından çözümlenerek karara bağlandığı ulusal ve uluslar arası tahkim kurulları ile ilgisinin olmadığı açıktır.

Yasa koyucu, uyuşmazlıkların yargı mercilerine götürülmesinden önceki aşamalarda çözümlenebilmesi amacıyla kimi kurullar, müesseseler veya başvuru yolları öngörebilir. Bu durum yasa koyucunun genel kural koyma yetkisinden kaynaklanmakta olup, anılan yolları öngörüp öngörmemek takdir yetkisi içerisindedir. Spor alanında ortaya çıkan uyuşmazlıkları idari olarak çözümlemek üzere bir kurul oluşturulması, bu kurulun asıl ve yedek üyelerinin sayısının, niteliklerinin belirlenmesi ve başkan seçme usulünün düzenlenmesi de yasa koyucunun takdir yetkisi içerisindedir. Bu nedenle fıkranın birinci, ikinci, üçüncü ve dördüncü tümceleri Anayasa 'ya aykırı olmadığından bu tümcelere yönelik iptal isteminin reddi gerekir.

Ek 9. maddenin yedinci fıkrasının beşinci tümcesinde Tahkim Kurulu tarafından verilen kararların kesin olduğu belirtilmiştir.

Anayasa'nın hak arama özgürlüğüne ilişkin 36. maddesiyle güvence altına alınan dava yoluyla hak arama özgürlüğü, bir temel hak niteliği taşımasının ötesinde, diğer temel hak ve özgürlüklerden gereken şekilde yararlanılmasını ve bunların korunmasını sağlayan en etkili güvencelerden birini oluşturmaktadır. Kişinin uğradığı bir haksızlığa veya zarara karşı kendisini savunabilmesinin ya da maruz kaldığı haksız bir uygulama veya işleme karşı haklılığını ileri sürüp kanıtlayabilmesinin, zararını giderebilmesinin en etkili ve güvenceli yolu, yargı mercileri önünde dava hakkını kullanabilmesidir. Kişilere yargı mercileri önünde dava hakkı tanınması adil yargılamanın ön koşulunu oluşturur. Öte yandan, Anayasa'nın 125. maddesinde belirtilen idarenin her türlü eylem ve işlemine karşı yargı yolunun açık olması ilkesine göre, idari işlemlere karşı yargı yolu, Anayasa'da belirtilen kimi ayrık durumlar dışında yasalarla sınırlandırılamaz.

İptali istenen tümceyle idari bir merci olan tahkim kurulu tarafından verilen kararlara karşı yargı yolu kapatılmış ve bu kurul tarafından verilen kararların kesin olduğu belirtilmiştir. Yasa koyucu, taraflara görevli ve yetkili mahkemeye başvurmadan önce aralarındaki uyuşmazlığı kısa sürede çözmek üzere idari bir kurula başvurma yükümlülüğünü getirebilir ise de, bu kurulun kararlarının kesin olması Anayasanın 36. maddesinde belirtilen hak arama özgürlüğüne ve 125. maddesinde belirtilen idarenin her türlü eylem ve işlemlerinin yargı denetimine tabi olduğu ilkesine aykırı görülmüştür. Tümcenin iptali gerekir.

Serdar ÖZGÜLDÜR, Tahkim Kurulu tarafından verilen kararların kesin olduğunu belirten kuralın Anayasa 'ya aykırı olduğu görüşüne katılmamıştır.

Ek madde 9'un yedinci fıkrasının altıncı tümcesine gelince;

2949 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 29. maddesine göre, Anayasa Mahkemesi yasaların, kanun hükmünde kararnamelerin ve TBMM İçtüzüğü'nün Anayasa'ya aykırılığı konusunda ilgililer tarafından ileri sürülen gerekçelere dayanmak zorunda değildir. İstemle bağlı kalmak koşuluyla başka gerekçe ile de Anayasa'ya aykırılık incelemesi yapabileceğinden, iptali istenen kuralla ilgisi nedeniyle Anayasa'nın 123. maddesi yönünden de inceleme yapılmıştır.

Anayasa'nın 123. maddesine göre idarenin Yasayla düzenlenmesi gerekmektedir. Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü bünyesinde oluşturulan Tahkim Kurulu idare içerisinde yer almaktadır. Herhangi bir kamu idaresinin yasa ile düzenlenmiş olduğunun kabul edilebilmesi için söz konusu idarenin ad olarak yasada belirtilmesi yeterli değildir. Böyle bir düzenlemede temel ilkelerin ortaya konulması, çerçevenin çizilmesi, sınırsız, belirsiz ve geniş bir alanın yürütmenin düzenlemesine bırakılmaması gerekmektedir.

Tahkim Kurulunun görev, yetki ve sorumlulukları ile çalışma usul ve esaslarının yasa ile belirlenmesi gerekirken, yedinci fıkranın altıncı tümcesi ile bu konuların düzenlenmesi Yönetmeliğe bırakılmıştır. Bu nedenle Kural Anayasa'nın 123. maddesine aykırı görülmüştür. İptali gerekir.

Yedinci fıkranın Anayasa'nın 9. ve 155. maddeleriyle ilgisi görülmemiştir.

Bu bağlamda hak arama hürriyeti kısıtlayıcı mahiyette düzenlendiğinden iptalinin istenmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.

Netice-i talep: Yukarıda açıklandığı üzere davacı tarafın Anayasa'ya aykırılık iddiası mahkememizce de ciddi bulunduğundan 5894 sayılı kanunun 6/1-2-3-4.maddelerinin iptali hususunda gereği Yüksek Mahkemenizden arz olunur. 16.06.2010