Paylaş | 30 Ekim 2023

Anayasa Mahkemesi Genel Sekreterliği ve Avrupa Konseyi tarafından birlikte yürütülen Anayasa Mahkemesinin Temel Haklar Alanındaki Kararlarının Etkili Şekilde Uygulanmasının Desteklenmesi Projesi kapsamında “Adli-İdari Yargıda Bireysel Başvuru İhlal Kararları ve İhlalin Sonuçlarının Ortadan Kaldırılması” konulu 6. bölge toplantısı 30 Ekim 2023 tarihinde İzmir’de başladı.

Açış konuşmalarını Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Başkanı İdris Kizir, İzmir Cumhuriyet Başsavcısı Fahri Mutlu Tosun ve Avrupa Konseyi Ankara Program Ofisi Başkanı William Massolin’in yaptığı toplantıya Anayasa Mahkemesi Başkanvekilleri, Üyeleri, İzmir Valisi, Bölge İdare ve Adliye Mahkemelerinin Başkanları, Başsavcılar ile bölgede görev yapan hâkim ve savcılar katıldı.

Başkan Arslan konuşmasına kararların subjektif ve objektif etkilerinin ele alındığı bölge toplantılarının bireysel başvurunun daha iyi anlaşılması ve uygulanmasına önemli katkılar yaptığına dikkat çekerek başladı. Cumhuriyet’in geride bırakılan yüz yılında edinilen tecrübeden yararlanarak gelecek yüzyılları inşa etmede ve kazanımları gelecek nesillere aktarmada herkesin ortak sorumluluğunun bulunduğunu belirten Başkan Arslan, Türkiye Cumhuriyeti’nin insan haklarına saygılı, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olduğunu vurguladı ve sözlerine “Bu tanımda belirleyici nitelik ‘hukuk devleti’dir zira bu ilke Cumhuriyet’in niteliklerinden sadece biri değil, aynı zamanda diğer nitelikleri de niteleyen temel ilke olarak ifade edilmiştir. Bu anlamda Türkiye Cumhuriyeti her şeyden önce ve temelde bir hukuk devletidir. İnsan hakları, demokrasi, laiklik ve sosyal devlet gibi ilkeler aynı zamanda hukuk devletini tamlayan nitelikler olarak formüle edilmiştir.” şeklinde devam etti.

“Anayasa Mahkemesi kimsesizlerin kimsesi olma sorumluluğunu en iyi şekilde yerine getirme gayretindedir.”

Mustafa Kemal Atatürk’ün “Cumhuriyet bilhassa kimsesizlerin kimsesidir.” sözünü hatırlatan Başkan Arslan, “kimsesizlerin kimsesi” olma sorumluluğunun en başta yargıya ait olduğunu belirterek bilhassa bireysel başvurunun kabulünden sonra Anayasa Mahkemesinin bu sorumluluğu en iyi şekilde yerine getirmenin gayreti içinde bulunduğunu dile getirdi. “Toplumun hemen her kesiminden anayasal hak ve hürriyetlerinin ihlal edildiğini düşünenler, başka bir ifadeyle kendilerini çaresiz ve kimsesiz hissedenler tüm idari ve yargısal yolları tükettikten sonra bireysel başvuru yolunu kullanmaktadır. İşçisinden iş adamına, çiftçisinden ihracatçısına, öğrencisinden öğretmenine, gazetecisinden siyasetçisine kadar toplumun hemen her kesiminden kişi ve kuruluşlar maruz kaldıklarını düşündükleri ihlallerin giderilmesi için Anayasa Mahkemesine başvurmaktadır.” diyen Başkan Arslan, Anayasa Mahkemesinin 11 yıldır hak eksenli bir yaklaşımla başvuruları incelediğini, varsa ihlali tespit ettiğini ve giderim yollarını gösterdiğini ifade etti.

“Hukuk devletinde yorum çeşitliliği vardır ancak ‘yorum kakofonisi’ yoktur.”

Her düzeydeki mahkemelerin Anayasa’yı yorumlamasının doğal olarak ortaya yorum farklılarını çıkardığını belirten Başkan Arslan, yorum farklılığının bir zenginlik olduğunun altını çizdi ve “Yorumda farklılık anayasal hükümlerin herkese eşit olarak uygulanması zorunluluğuna halel getirmemelidir. Başka bir ifadeyle hukuk devletinde yorum çeşitliliği vardır ancak ‘yorum kakofonisi’ yoktur. Bunu kontrol edecek ve anayasal hükümlerin yorumlanması ve uygulanmasındaki yeknesaklığı sağlayacak olan da kuşkusuz Anayasa Mahkemesidir.” dedi. Anayasa’nın yorumunda ve uygulanmasında yeknesaklığın sağlanması için bireysel başvurunun objektif etkisinin kabul edilmesinin hayati önemine vurgu yapan Başkan Arslan,  bireysel başvuruda asıl amacın yeni ihlalleri  önlemek olduğunu dile getirdi.

“Bireysel başvurunun objektif etkisi dikkate alınmalıdır.”

Yasama, yürütme ve yargı organları ile idarenin Anayasa Mahkemesi kararlarında yapılan değerlendirmeleri, ortaya konulan temel ilke ve esasları dikkate almalarının ve yeni ihlallere yol açmayacak şekilde davranmalarının objektif etkinin bir gereği olduğunu belirten Başkan Arslan “Esasen bireysel başvurunun objektif etkisinin dikkate alınmaması, aynı konuya ilişkin benzer tüm ihlal şikâyetlerinin Anayasa Mahkemesine taşınması sonucunu doğuracaktır. Bunun da ikincillik ilkesine dayanan bireysel başvurunun temel hakları koruma işlevini olumsuz yönde etkileyeceği izahtan varestedir.” şeklinde sözlerine devam etti. Başkan Arslan, ihlalin başvurucunun subjektif durumundan bağımsız olarak yapısal sorunlardan kaynaklandığı durumlarda objektif etki gereğince başta yargı organları olmak üzere kamu gücü kullananların muhtemel yeni ihlalleri önleme yükümlülüğünün çok daha belirgin olduğunu kaydetti.

Bireysel başvurunun  yüz yıllık Cumhuriyet’in en büyük kazanımlarından biri olduğunu  ifade eden Başkan Arslan  “Bu kazanımı korumak ve geliştirerek Cumhuriyet’in 'fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür’  gelecek nesillerine aktarmak hepimizin ortak görevidir. Dahası bu aynı zamanda Cumhuriyet’in kuruluşuna giden süreçte kanları ve canlarıyla kurtuluş mücadelesi verenlere karşı da bir vicdan borcumuzdur.” dedi ve Cumhuriyet’in 100. yılını kutlayarak konuşmasını noktaladı.

Bölge toplantısının birinci günündeki oturumlarda Anayasa Mahkemesi kararlarının objektif etkisi ve bireysel başvuru ihlal kararlarının subjektif etkisi konularında sunumlar yapıldı, sunumların ardından gerçekleştirilen yuvarlak masa toplantıları ile bölge toplantısının ilk günü tamamlandı.

31 Ekim 2023 tarihindeki “İdari Yargıda Bireysel Başvuru İhlal Kararları ve İhlalin Sonuçlarının Ortadan Kaldırılması” konulu toplantının açış konuşmalarını Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Kadir Özkaya, Avrupa Konseyi Türkiye Birim Başkanı Könül Gasımova ve İzmir Bölge İdare Mahkemesi Başkanı Mustafa Gürsoy yaptı.

İdari yargıda bireysel başvuru ihlal kararlarının objektif ve subjektif etkileri konulu sunumların ardından yapılan yuvarlak masa toplantıları ile bölge toplantısı sona erdi.

Başkan Arslan'ın konuşma metnine ulaşmak için tıklayınız.