Bireysel Başvuru Basın Duyuruları

10.12.2015
BB 46/15
İfade Özgürlüğüne İlişkin Ergun POYRAZ Kararı Basın Duyurusu
Anayasa Mahkemesi 27/10/2015 tarihinde Ergun Poyraz (B. No: 2013/8503) bireysel başvurusunda, Anayasa’nın 26. maddesinde güvence altına alınan ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine karar vermiştir. |
Olaylar
Başvurucu, Musa'nın Gülü isimli kitabındaki bazı değerlendirmeleri nedeniyle davacıya 15.000 TL tazminat ödemeye mahkûm edilmiştir.
İddialar
Başvurucu, özetle davaya konu kitapta yer alan ifadelerin görünür gerçekliğe uygun olduğunu ve ifade ettiği düşüncelerinden dolayı cezalandırıldığını belirterek başka haklarıyla birlikte ifade özgürlüğü hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
Mahkemenin Değerlendirmesi
Anayasa Mahkemesi konuyu, başvurucu aleyhine tazminata hükmedilmesinin ifade özgürlüğüne yönelik gerekli, meşru ve ölçülü bir müdahale olup olmadığı bakımından değerlendirmiştir. Her türlü ifade aracının anayasal koruma altında olduğunu, ayrıca Anayasa’da ifade özgürlüğüne içerik bakımından bir sınırlama getirilmediğini belirten Anayasa Mahkemesi; açıklanan ve yayılan bir düşüncenin, içeriğinden hareketle “değerli-değersiz” veya “yararlı-yararsız” biçiminde ayrıştırılmasının bu özgürlüğün keyfî biçimde sınırlandırılması sonucunu doğurabileceğini ifade etmiştir.
Anayasa Mahkemesi, zorlayıcı nedenler olmadıkça siyasi ifadeye kısıtlama getirilmemesi gerektiğini kaydetmiş; sağlıklı bir demokraside, siyasal iktidarın yalnızca yasama organı veya yargı organları tarafından denetlenmesinin değil, aynı zamanda siyasal alanda yer alan diğer aktörlerce de denetlenmesinin gerekliliğini vurgulamıştır. Siyasetçilerin diğer kişilerden farklı olarak her sözünü ve eylemini denetime bilerek açtığına, bu nedenle de eleştirilere daha geniş hoşgörü göstermek zorunda olduğuna dikkat çeken Anayasa Mahkemesi, siyasetçilerin daha hoşgörülü olmak zorunda kalmalarının Anayasa’nın 26. maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen “şöhret ve haklarının” korunmayacağı anlamına da gelmeyeceğini vurgulamıştır.
Anayasa Mahkemesi, davada kitapta yer alan iddiaların bir bütün olarak davacının şeref ve itibarına saldırı oluşturduğu yönünde karar verilmesinin, ancak kitapta kullanılan kelimelere ve kapakta yer alan resme başvurucunun verdiği anlamın ötesinde anlamlar yüklenmesi ile mümkün olabildiğini belirtmiş; başvurucunun, dava konusu kitapta ülkenin en önemli siyasi aktörlerinden biri olan ve kitabın yayımlandığı tarihte dışişleri bakanı ve cumhurbaşkanı adayı olan davacı Abdullah Gül'ün hayatının bazı kesitleri ile ilişkilerini ve sözlerini analiz etmesinin genel olarak kamu yararını ilgilendiren bir mesele olduğunu değerlendirmiştir.
Siyasilere yönelik bilgilendirme ve eleştirilerin cezalandırılmasının “caydırıcı etki” doğurarak toplumdaki farklı seslerin susturulmasına yol açabileceğini ve cezalandırılma korkusunun, çoğulcu toplumun sürdürülebilmesine engel olabileceğini belirten Anayasa Mahkemesi, somut olayda başvurucunun tazminat ödemesine karar verilmesinin, demokratik toplum bakımından varlığı zorunlu olan eleştiri ortamına zarar verebileceğini ifade etmiştir.
Sonuç olarak başvurucunun ifade özgürlüğüne yapılan müdahalenin, demokratik bir toplumda “başkalarının şöhret ve haklarının” korunması için gerekli olma koşulunu sağlamadığından Anayasa’nın 26. maddesinde güvence altına alınan ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine karar verilmiştir.
Bu basın duyurusu Genel Sekreterlik tarafından kamuoyunu bilgilendirme amacıyla hazırlanmış olup bağlayıcı değildir. |